Kürt kadın mücadelesinin direniş sembolü: Zilan

  • 09:02 29 Haziran 2024
  • Portre
 
HABER MERKEZİ - Zeynep Kınacı (Zilan), 28 yıl önce Kürt özgürlük mücadelesi ve Kürt kadın mücadelesinin direniş sembolü oldu. PKK Lideri Abdullah Öcalan Zilan’ın eylemine dönük, “Yaptığı eylem ile beni aştı. Bundan sonra ancak Zilan'ın militanı ve takipçisi olabilirim” demişti.
 
Kürtlerin tarihinde dönüm noktalarından biri olarak bilinen Zeynep Kınacı'nın (Zilan) Dêrsim merkezde düzenlediği eylemde yaşamını yitirmesinin üzerinden 28 yıl geçti. Arkasından bıraktığı mektupta, “Yaşam iddiam çok büyük. Anlamlı bir yaşamın ve büyük bir eylemin sahibi olmak istiyorum. Yaşamı ve insanları çok sevdiğim için bu eylemi gerçekleştirmek istiyorum. Kürt kadınının sembolü olmak istiyorum” diyerek tarihe not düşen Zeynep, 30 Haziran 1996'da Dersim merkezde düzenlediği eylemde yaşamını yitirmişti. PKK Lideri Abdullah Öcalan ise onun hakkında “Zilan yaptığı eylem ile beni aştı. Bundan sonra ancak Zilan'ın militanı ve takipçisi olabilirim” demişti. 
 
Zilan kimdir?
 
Zilan, 10 Ağustos 1971 yılında Meletî merkeze bağlı Elmalı köyünde doğar. Eğitim yaşamını Meletî’de tamamlayan ve Malatya İnönü Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü'nden mezun olan Zilan, Kürt özgürlük mücadelesine katılmadan önce Malatya Devlet Hastanesi'nde röntgen teknisyeni olarak çalışır. Zilan'ın siyasete ilgisi üniversite yıllarında gelişir. 1994 yılında Adana'da 1 yıl boyunca siyasi çalışmalar yürüten Zilan, Amed’in Gêl (Eğil) ilçesinden üniversitede aynı bölümde okuduğu arkadaşı ile evlenir. 1995 yılında Dersim'de PKK'ye katılan Zilan’ın bu kararında en çok etkisi olan olayın ise 1993 yılında Êlih’in (Batman) Sason ilçesinde korucular tarafından katledilen bir yakının cenazesini alamamaları olduğu söylenir. Zilan'ın bundan dolayı oturup ağladığını ve bu olaydan sonra katılım yapma kararı aldığı yakınları tarafından dillendirilir. 
 
‘Zilan’ın militanı ve takipçisi olabilirim’
 
Zilan, Kürt özgürlük mücadelesi içerisinde yer aldığı süreçte PKK tarafından ateşkes ilan edilir ve barış arayışları olmasına rağmen 6 Mayıs 1996’da PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik bir suikast girişiminde bulunulur. Suikast eyleminin boşa çıkarılmasının ardından Zilan, 30 Haziran 1996 tarihinde Dersim merkezde eylem gerçekleştirir. PKK Lideri Abdullah Öcalan, Zilan’ın eylemi hakkında “Zilan yaptığı eylem ile beni aştı. Bundan sonra ancak Zilan'ın militanı ve takipçisi olabilirim” der.
 
Zilan’ın mektubu
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “Bir manifesto niteliği taşıyor” dediği Zilan’ın mektubunun bir kısmı şu şekilde: “…Her halkın tarihine bakıldığında özellikle devrim süreçlerinde mücadele veren, başarıya ve kurtuluşa götüren, yaşadıkları döneme damgasını vuran önderleri vardır. Tarih öndersiz hiçbir ulusal ve sınıfsal hareketin gerçek anlamda başarıya gitmediğini doğrulamaktadır. Önder, yaşatılmak istenen yenilik ve gelişmeleri en üst düzeyde temsil eden, yani yeni insan, yeni toplum düşüncesine denk, bütün yaşamını bir halkın yaşamına göre düzenleyen, kendi kaderini halkın kaderinde bulan ve o halkın acılarını, duygu ve taleplerini en derinden yaşayan ve kurtuluş için pratik görevleri en üst düzeyde omuzlayandır.
 
Hayati gerçekliği olmayan, her alanda bitirilmiş, hiçbir halkla kıyaslanmayacak kadar kendisine yabancılaştırılmış, ulusal, kültürel, sosyal, siyasal değerleri sömürülen bir halk gerçekliği karşısında PKK Önderliği kuşkusuz çok farklı olmak zorundadır. Bu anlamda Parti Önderliği birçok yönüyle daha özgün, daha yeni, daha gelişkin yaşamıyla yaşatan ve kendi yaşamını adeta koskoca bir insanlığın yaşamına adayan bir durumdadır. Belirleyiciliği ve önemi bu noktada kesin ve tartışmasızdır.
 
Bizlerin bu tarihi mirasa sahip çıkmamız ve sürecin gereklerini yerine getirmemiz gerekiyor. Süreç, intihar eylemlerini gerekli kılıyor. Bu hem bir taktiksel çıkış olacak, hem de bizim açımızdan bu süreçte düşmana verilecek en iyi cevap olacaktır. Bu tür bir eylemlilik moralmen bozguna uğrayan düşmanı çıldırtmak, düşmanı bulunduğu her alanda çepeçevre kuşatmak, ülkeyi ona zinden etmek anlamına geliyor. Bizim açımızdan ise başta halkımıza, bütün savaş güçlerimize moral vermek, cesaret ve direnişi güçlendirmek, dost düşman herkese davamızda ne kadar kararlı olduğumuzu ve bu uğurda özgürlüğün bedelini bombaları kendimizde patlatarak gerçekleştireceğimiz mesajını bir kez daha vermek, halkımızın özgürlük istemini bütün dünyaya duyurmak ve ileriki süreçte halkımızın bu yönlü direnişler geliştirmesinin öncülüğünü yapmak savaşın her yerinde ivme kazandırmak anlamına gelmektedir.
 
Hıncımın ve öfkemin büyüklüğünü göstermek istiyorum
 
…Emperyalizmin kadını köleleştiren politikalarına karşı, bombayı kendimde patlatarak hıncımın ve öfkemin büyüklüğünü göstermek ve Kürt kadınının dirilişinin sembolü olmak istiyorum. Yaşam iddiam çok büyük. Anlamlı bir yaşamın ve büyük bir eylemin sahibi olmak istiyorum. Başkan Apo önderliğinde yürütülen ulusal kurtuluş mücadelemiz çok yakında zafere ulaşacak ve mazlum halkım dünya insanlık ailesi içerisinde hak ettiği yerini alacaktır. Yaşam iddiam çok büyük. Anlamlı bir yaşamın ve büyük bir eylemin sahibi olmak istiyorum. Yaşamı ve insanları çok sevdiğim için bu eylemi gerçekleştirmek istiyorum.
 
 Canımızdan başka kaybedecek neyimiz var?
 
…Yurtsever halkım! Bu eylemle yüreklerinizin dili olmaya çalışacağım. Bizler dağlarda binlerce evladınız sizlerin özgür yarınları için bir kez değil, binlerce kez canımızı feda etmeye hazırız. Savaşımızın bu en kızgın günlerinde sizler de saflarınızı netleştirmelisiniz artık. Savaşımımızın adı halk savaşıdır, öyleyse halk savaşının gereklerini yerine getirelim. Özgürlük ağacı kanla sulanır diye bir deyim vardır. Özgürlüğünüzü ucuz terk etmemelisiniz. Şunu çok iyi bilince çıkarmak gerekiyor ki, ülkemiz çok değerli. Bunun için düşman bu kadar ısrarlı. Biz neden ısrarlı olmayalım ki? Canımızdan başka kaybedecek neyimiz var? Onurluca ölmeyi, onursuzca yaşamaya tercih edelim. Özgürlüğe çok yakınlaştığımız bu süreçte halkımızın şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da PKK'nin başlattığı direniş mirasına sahip çıkacağına, ödediği bunca bedelden sonra bir o kadar da ödeyeceğine ve özgür yarınları kendi elleriyle yaratarak dünya toplumları içerisinde şereflice yerini alacağına olan inancımla selamlıyorum!"
 
‘İntihar eylemi değildir’
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan, Zilan’ın ardından şu değerlendirmelerde bulunur: “Zilan’ın eylemi sanıldığı gibi bir intihar eylemi değildir. Tamamen dönemsel, tarihi, planlı, cesur, fedakar ve soğukkanlı bir eylemdir. Bir gerilla bölüğünün veya taburunun yapabileceği saldırıyı tek başına gerçekleştirme gibi bir anlama sahiptir. Belki de sayıları yüzleri aşan gerilla birliklerimiz en elverişli koşullarda bile büyük kayıplar verdiler. Güçlerimizin kendilerini örgütleyip, düşmanın üzerine yürütemediği, sağlıklı ve planlı bir gerilla eylemi gerçekleştiremedikleri gibi, aksine daha fazla kayıplar verdiklerini söylemek gerekiyor. Belki de eylemlerimizin çoğu bu tarzdadır. İster kişilik, ister gelişkin bir birlik tarafından olsun, bu düzeyde planlı bir eylemin pek gerçekleştirilemediği göz önüne getirildiğinde, PKK silahlı savaşım çizgisinde bu eylemin yeri son derece belirgindir, tarihidir. En gelişkin ve PKK’nin hak ettiği gerçek bir eylem...
 
…Zilan, mükemmel bir tarih özetlemesi yapıyor. Tarihi temellere dayanmayan bir dava adamı köksüzdür. Bu büyük yoldaş, tarihe kök salma gereğine sonuna kadar ulaşıyor. Bunun farkında, bunun bilincinde, bunun sorumluluğunda. Mükemmel bir eylem tarzı.”
 
 
 

Etiketler:

Okumadan geçme!