Hortlayan Hizbul-kontra ve meşrulaştıran medya

  • 09:05 30 Haziran 2024
  • Medya Kritik
Öznur Değer
 
HABER MERKEZİ- 90’ların Hizbul-kontrası Meclis’te Hüda-Par olarak yeniden hortlarken, bir hafta da Amed’de gerçekleşen saldırılarla topluma gözdağı verilmek isteniyor. Saldırılara sessiz kalarak veya çeşitli manipülasyonlarla ortak olan havuz medyası mevcut saldırıları da meşrulaştırmış oluyor.
 
Ülkede, kadın ve toplum düşmanı politikalar erilleşen yönetim dolayısıyla giderek artıyor. Hüda-Par gibi kadın ve toplum düşmanı bir zihniyetin 14 Mayıs 2023 genel seçimlerinin ardından Meclis’e girmesiyle ülkedeki kadın düşmanlığı ciddi boyutta artış seyretti. İstanbul Sözleşmesi’nin tek adam tarafından bir gecede kaldırılması ülkedeki cinsiyetçi politikaları derinleştirip, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini artırırken, Hüda-Par’ın Meclis sıralarında söz sahibi olmasıyla kadın düşmanlığı iyice körüklenerek resmiyet kazanmış oldu. Kadının yaşam biçiminden tutalım, yer alacağı tüm mekanizmaların erkekler tarafından belirleneceğini taahhüt eden Hüda-Par, herhangi bir çekince gözetmezken, kadına yönelik saldırganlığını sürdürüyor. Bunun son örneği 27 Haziran’da Amed’in Kayapınar ilçesinde yer alan Doğa Evleri sitesinde yaşandı.
 
Hüda-Par Meclis’ten güç alıyor
 
Hüda-Par’lı olduğu anlaşılan bir grup erkeğin, sitede havuza giren site sakini kadınlara hakaret ederek, saldırıda bulunmasıyla gündeme gelen görüntülerin en çarpıcı kısmı ise "Sizin ağa babalarınızı öldürmüşüz daha mezarları belli değil, siz kimle konuşuyorsunuz. Bugün buradan kimse sağ çıkmayacak” şeklindeki tehditleri oldu. Bu görüntülerin kısa sürede dijital medyadan binlerce insan tarafından paylaşılması ve tepkiyle karşılanması sonucunda Hüda-Par’ın Meclis’e girmesinin altında yatan etmen bir kez daha açığa çıkmaya ve tartışılmaya başlandı.
 
Cezasızlık zırhı ikinci saldırıyı doğurdu
 
Elbette bunun bir de öncesi var. Bu olaydan beş gün önce yine Amed’in Kayapınar ilçesinde (22 Haziran) Hüda-Par’lı olduğu aşikar bir grup, Mahabad Bulvarı'ndaki Starbucks ile Sur ilçesinde bulunan Burger King şubelerine saldırı düzenledi. Saldırganlar polis ve bekçi gözetiminde şubelere saldırırken, tekbir getirerek hem emekçileri hem de müşterileri tehdit etti. Yanı sıra bazı kişileri darp eden saldırganları izleyen polislere, "Neden müdahale etmiyorsunuz" şeklinde tepki gösteren yurttaşlara, polis "Tepki gösterirsek farklı yerlere çekilir" yanıtını verdi. Polis gözetiminde saldırı gerçekleştirenlerden 16 kişi yoğun tepkiler ve dijital medyada oluşan örgütlülük ile baskı üzerine gözaltına alınırken, saatler sonra serbest bırakıldılar. Şunu söylemek mümkün ki, burada polis ve bekçi gözetiminde çok sayıda insanın bulunduğu mekanları basarak yurttaşlara tehditler savuranlar, sitede kadınları ölümle tehdit edenlere cesaret aşılamış ve hatta ön ayak olmuşlardır. Burada bir kez daha yargının cezasızlık zırhıyla failleri ödüllendirmesinin sonucunu görmüş oluyoruz.
 
Saldırıyı protesto olarak gören medya
 
Peki, canı istediğinde dünyayı ayağa kaldıran medya bu olaylar yaşanırken neredeydi? Sol-sosyalist, bir kısım muhalif gazete ve basın mecraları ile Özgür Basın, yaşanan olayı Hüda-Par destekli bir saldırı olarak işlerken, ana akım medya yaşananları “saldırı” olarak görmediği gibi “İsrail protestosu” olarak işledi. Dezenformasyon ile manipülasyonun en büyüğünü, saldırıyı protesto olarak dillendirerek yapan ana akım medya, halkçı dilinden bir kez daha uzaklaşarak, bu kez de iktidarın Meclis’e taşıdığı Hüda-Par savunucusu bir rol üstlendi.  
 
Havuz medyası havuz saldırısını sessizliğiyle meşrulaştırıyor
 
Burger King ile Starbucks saldırılarına sessiz kalınması sonucunda site içine kadar girerek insanları konutunda, sosyal alanın yanı sıra yaşam alanında tehdit eden Hizbul-kontra (Hüda-Par) saldırısını da görmedi havuz medyası. Havuza giren kadınların ölümle tehdit edildiğini görmeyen havuz medyası Hizbul-kontranın saldırısını meşrulaştıran bir noktada duruyor. “Sizin ağa babalarınızı öldürmüşüz daha mezarları belli değil, siz kimle konuşuyorsunuz. Bugün buradan kimse sağ çıkmayacak” şeklindeki tehditleri rahatlıkla dillendiren Hizbul-kontra, kadınlar üzerinden topluma adeta gözdağı veriyor. Bu tehditlere duyarsız ve sessiz kalarak saldırıyı meşrulaştıran havuz medyasına karşı Hizbul-kontrayı havuza gömen özgür basın ve muhalif basın var elbette.    
 

Etiketler:

Okumadan geçme!