Riham Hico: Acılarımızı örgütlülüğe dönüştürdük

  • 09:01 16 Haziran 2024
  • Güncel
 
Cilan Roj 
 
ŞENGAL - Bağdat’ta yapılan konferans ile Musul’da DAİŞ tarafından katledilen kadınlar için Arap kadınlarla birlikte düzenlenen etkinliğe ilişkin konuşan TAJÊ üyesi Riham Hico, demokratik ulus sistemi ile güç haline geldiklerini, acılarını örgütlülüğe dönüştürdüklerini ve Irak’taki sorunların çözümünün de bu sistem olduğunu vurguladı. 
 
Êzidî kadınlar, Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi (TAJÊ) çatısı altında örgütlenme ve diplomasi çalışmalarına devam ediyor. TAJÊ, 8 Mart'ta "Kadın kırımına karşı, öz savunmanın sesi ol" sloganıyla bir kampanya başlattı ve kampanya, 3 Ağustos'a yani fermanın 10’uncu yıl dönümüne kadar sürecek. Bu çerçevede 3 Haziran'da Musul'da, 3 Haziran 2016'da DAİŞ çeteleri tarafından yakılarak katledilen 19 Ezidi kadın için bir anma programı düzenlendi. Musul'da bu anma programının düzenlenmesi Şengal kadınları için önemliydi.
 
Ayrıca 1 Haziran'da Bağdat'ta "Irak'ın kurucu unsurları, ülkenin ve anayasanın koruyucusudur" başlıklı bir konferans düzenlendi. Konferansta barışçıl birliktelik, kurucu unsurların hakları, kadınların rolü ve Irak'taki siyasi ve ekonomik krizlerin etkisi gibi konular ele alındı. Konferansta Êzidî kadınlar, kadınların durumuna ve örgütlenmelerine dikkat çekti. 
 
TAJÊ üyesi Riham Hico, Bağdat'ta düzenlenen konferans ve Musul'da gerçekleştirilen anma programı hakkında JINNEWS’e konuştu.
 
Acılarını örgütlülüğe dönüştürdüler
 
Riham, konuşmasının başında yakılan 19 kadını andı ve şöyle dedi: "Musul'da yakılan 19 kadını, fermanın şehitlerini ve tüm Kürdistan şehitlerini anıyoruz ve onların önünde saygıyla eğiliyoruz. Fermanın 10’uncu yıl dönümü yaklaşıyor. Bu gün, bir hançer gibi. Êzidî toplumu her açıdan darbe aldı ve acı çekti. Ancak özellikle kadınlar hedef alındı zulme uğradı ve katledildi. Bu yara asla unutulmaz. Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi olarak örgütlenmeye başladığımız ilk günden bu yana 74 fermanın intikamını almak için çalışmalarımızı yürütüyoruz. Amacımız, fermanın unutulmasına izin vermemek. Fermana neden olanları unutmayacağız ve hesap soracağız. İşkence gören her kadını her gün hatırlıyoruz ve bu acıyı örgütlenmeye dönüştürüyoruz."
 
Şiddetle yakılarak öldürüldüler
 
Riham, Musul'da gerçekleştirilen etkinliğin önemine dikkat çekerek “Son olarak Musul'da önemli ve anlamlı bir etkinlik düzenledik. Bu etkinlik çok önemli ve anlamlıydı. Musul'da 19 kadın, teslim inancından vazgeçmeyip teslim olmadığı için DAİŞ çeteleri tarafından vahşice yakılarak katledildi. Bu şekilde Êzidî kadınları korkutmak istediler. Êzidî kadınlara, Müslüman olmazsanız sizi böyle yakarız dediler. Bu, ne tesadüf ki Ramazan ayında oldu. Kadınların bu şekilde katledilmesini hatırladıkça hala insanın yüreği sızlıyor. Ancak ne yazık ki bu vahşet, DAİŞ çeteleri tarafından gerçekleştirildi” dedi.
 
‘DAİŞ çeteleri ve işbirlikçileri kaybetti’
 
 Musul’da Iraklı kadınlarla birlikte etkinlik gerçekleştirmelerinin önemine dikkat çeken Riham, şunları dile getirdi: “Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi olarak bu yıl bu kadınları özel bir şekilde anmak istedik. 'Kadın kırımına karşı, özsavunmanın sesi ol’ kampanyamız çerçevesinde Musul'da bu anmayı gerçekleştirdik. Musul'daki kadınların ve kadın örgütlerinin desteğiyle Musul'da açıklama yaptık. Bu çok önemli bir adımdı. Êzidî Kadın Özgürlük Haraketi olarak Musul'da böyle bir etkinlik yapmak önemli ve anlamlıydı. Ancak bu etkinlikler farklı şekillerde de devam edecek. Şüphesiz ki farklı çalışmalar yürütecek ve mücadele edeceğiz. Êzidî kadınlar özgürleşinceye, suçlular hesap verene kadar, kadın kırımı durana kadar, Şengal'in statüsü tanınana kadar, Şengal savunma güçleri YJŞ ve YBŞ ve asayiş tanınana kadar mücadelemiz sürecek. Musul'da gerçekleştirdiğimiz çalışmaların temel amacı, bu kadınları hatırlamak ve kadın kırımını kabul etmediğimizi göstermekti. DAİŞ çeteleri bizi Musul'da katletti ama bugün örgütlü ve güçlü olarak Musul'da intikam almak ve hesap sormak için duruyoruz. Kazanan ve gelişen Êzidî kadınlar oldu. Teslimiyeti kabul etmeyen Êzidî kadınlar oldu. DAİŞ çeteleri ve işbirlikçileri  kaybetti.”
 
Bağdat’taki konferans üzerine
 
Bağdat’ta gerçekleştirilen konferansa da değinen Riham, “Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi olarak biz de konferansa katıldık. Konferans, tüm Irak unsurları ve birlikte yaşam üzerine düzenlendi. Yaklaşık 18 seminer yapıldı, bazıları araştırma seminerleriydi. Irak'taki kurucu unsurlar üzerine, Êzidîler, Ermeniler, Asuriler ve diğerleri üzerine araştırmalar yapıldı. Konferansın bir gündemi Irak’taki kurucu unsurlar anayasal olarak nasıl yaşıyor, hangi haklara sahipler üzerineydi ve buna ilişkin tartışmalar yürütüldü. Özellikle Irak'ta kadınların durumu, anayasa çerçevesinde ne kadar zulüm gördükleri ve haklarının ne ölçüde tanındığı tartışıldı. Ermeni, Kakeyi, Êzidî kadınlar ve genel olarak Irak'taki kadınların durumu tartışıldı" dedi.
 
‘Herkes birlikte kurucu unsur’
 
Riham Hico, azınlıklar üzerine yapılan tartışmalara da değinerek şunları söyledi: “Biz de Êzidî kadınlar olarak TAJÊ adına seminer verdik. Seminerimiz, Êzidî kadının gerçekliği ve Irak'taki durumu ile Şengal'deki kadınların nasıl örgütlendiklerine ilişkindi. Devletin sistemi ve onun azınlık bakış açısı değerlendirildi. Azınlık yok, az dil yok, az kimse yok. Sayıca az olabilir, ancak azınlık olarak nitelendirilmez. Çünkü herkes birlikte kurucu unsurlardır. Konferansa katılan tüm bileşenler, Irak'ta haklarının çiğnendiğini ve özellikle kadın haklarının çiğnendiğini belirttiler. Bu hakların tanınmamasına karşı alternatif olarak demokratik ulus sistemi tartışıldı.”
 
‘Irak’ta sistem tıkanmış’
 
Devletin demokratik olma söylemlerine dikkat çeken Riham, "Devlet ne kadar demokratik olduğunu gösterse ve sisteminde demokrat olduğunu söylese de tek dil, tek kültür ve tek renktir. Irak'ta iki resmi dil var; Arapça ve Kürtçe. Kürtçe de çünkü bir bölgenin yönetimi onların elindedir. Ancak diğer kurucu unsurların dilleri öyle değildir. Örneğin Ermeniler kendi dillerinde okuyabilirler ama resmi olarak okullarda yoktur. Özel okulların kurulması gerekiyor ki kültürlerini korusunlar. Irak’ın sistemi bu sorunlar yüzünden tıkanmış. 2005 yılında anayasa değişikliğinden sonra da hiçbir değişiklik olmadı Irak'ta. Ancak ne yazık ki Irak'ta ırkçılık, dincilik, cinsiyetçilik var ve giderek de derinleşiyor” ifadelerini kullandı. 
 
‘Çözüm demokratik ulus’
 
Sorunların çözümünün demokratik ulusla olacağını belirten Riham, şöyle dedi: “Konferansa katılanlar akademisyen, uzman, doktor ve alanlarında yüksek lisans yapmış, araştırmacılardı. Herkesin çözüm konusunda görüşü ortaktı. Çözüm, demokratik ulus fikri ve felsefesi olan Önder Apo'nun fikirleriydi. Çünkü her kurucu unsurun bir dili ve kültürü vardır, herkes kendi gerçekliğine göre bir araya gelerek yaşamalı. Devlet sistemi, eşit ve birlikte yaşama izin vermez. Ancak demokratik ulus sistemi, halkları bir araya getirebilir. Çünkü herkes demokratik ulus içinde kendi kültürüne göre yaşar. Her bölgenin kültürü farklıdır ve birbirine benzemez. Demokratik ulus ilkelerine göre kendi kültürlerine ve uluslarına göre bir araya gelir, anlaşır ve birlikte yeni bir yaşam kurarlar. Özgür ve barışçıl bir yaşam için herkesin demokratik ulus sistemini esas alması gerekir.”
 
‘Êzidî kadınlar nasıl ayağa kalktı’
 
Êzidî kadınların kendini örgütlediği, güç haline geldiği ve herkesi şaşırtan sistemlerine değinen Riham, "Şengal örneği herkes için dikkat çekiciydi. Êzidî kadının yaşadığı fermandı ve yok etmeydi. Ancak herkes, Êzidî kadınlar nasıl ayağa kalktı dedi. Êzidî kadınların ayağa kalkmasına ne sebep oldu.Şengal örneğinde Êzidî kadınların örgütlenmesi YJŞ’nin bir savunma gücü olarak silah alması var. Bugün Êzidî kadınların bir gücü var. Kadın komutanları var Irak’ta. Irak'ta Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi bu kadar güçlü ve büyük bir etkisi olan ilk kadın örgütüdür. Herkes, Êzidî kadınların kendi kendilerini nasıl örgütlediklerini merak etti. Bu, demokratik ulus sisteminin bir sonucudur. Bu sistemde kadınlara saygı, kadınların yeri ve önemi, eşbaşkanlık sistemi vardır. Aynı zamanda kadınlar karar sahibi, yasa sahibi ve güç sahibidir. Bu sistem, konferansta herkes için bir örnek oldu. Bu konferans bizim için büyük bir öneme sahipti. İlk kez Irak genelinde tüm kurucu unsurların katılımıyla bir konferans düzenlendi. Bu konferans, kurucu unsurlar ve kadınlar için çok önemliydi. Siyasi, toplumsal ve diğer alanlarda Irak için önemliydi ve yerindeydi” şeklinde konuştu.