‘Deniz’in hesabını soracağız’

  • 09:02 16 Haziran 2024
  • Güncel
Nazlıcan Nujin Yıldız 
 
İZMİR - Deniz Poyraz’ın katledilmesinin 3’üncü yıldönümünde katliamın ardındaki örgütlü güce dikkat çeken arkadaşları adalet çağrısında bulundu. Kadınlar, devletin bu katliamda, kadının katledilmesini "gözleyen" pozisyonda olduğuna dikkat çekti. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü’ne yönelik saldırıda katledilen Deniz Poyraz'ın yaşamını yitirişinin üzerinden 3 yıl geçti. Katliamın yıldönümünde Deniz’in arkadaşları Besriye Tekgür ve Fatma Funda Akbulut değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘HDP’yi ve Kürt halkını hedefe koymuş oldukları bir katliamdı’
 
O dönem HDP İzmir İl Eşbaşkanı olan Besriye Tekgür, katliamın iktidarın söylemleri, kutuplaştırma politikaları ve dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, Amed’de HDP binasının önüne aileleri oturtması sonucu yaşandığını söyledi. “Bu politik bir katliamdı” diyen Besriye, bu sürecin HDP’nin ve Kürt halkının hedef gösterilmesiyle başladığını ifade ederek, “Yoksa tetikçi Onur Gencer, kendiliğinden gelip de Deniz’i vurmadı. Bu önceden planlanan bir süreçti. Deniz Poyraz’ın katliamı sadece Deniz Poyraz’a yönelik bir katliam değil. Politik olarak HDP’yi ve Kürt halkını hedefe koymuş oldukları bir katliamdı. Onur Gencer  mahkeme salonunda da söyledi, 'ben oraya gidip en az kırk kişiyi öldürecektim' diye beyanı vardı” dedi.
 
‘Failin devlete güvendiği belliydi’
 
Deniz’in kendi halinde olan Kürt bir ailenin kızı olduğunu ifade eden Besriye, Deniz’in ve ailesinin 90’lı yıllarda devletin baskıları nedeniyle İzmir’e göç ettiğini hatırlattı. Besriye, Deniz’le annesinin partide çalışmaya başlamasıyla tanıştığını paylaşarak “Bir karıncayı incitecek durumu yoktu. İnsani duyguları olan, güler yüzlü bir insandı. Ben bunu Soylu’nun bir katliamı olarak düşünüyorum. Tetikçi olarak Onur Gencer seçildi. Mahkemedeki duruşunda da anlaşıldığı üzere arkadaki güce, devlete güveniyordu. Orada hem bizi tehdit ediyordu hem hâkimi tehdit ediyordu. Dolayısıyla da o arkadaki gücün kendisine vermiş olduğu özgüveni çok yansıttı” şeklinde konuştu.
 
‘Onur Gencer’in arkasında örgütlü bir güç vardı’
 
Mahkeme sürecinde avukatların bütün delilleri ortaya koymalarına rağmen arkadaki güçlerin ortaya çıkarılmadığını ve hızlı bir şekilde faile ceza verildiğini dile getiren Besriye, “Onur Gencer’in söylemleri de göz önünde bulundurulduğunda bu katliamı Onur Gencer'in tek başına yapmadığını biliyoruz. Arkasında örgütlü gücün olduğunu biliyoruz. Ama iktidar yargıyı eline aldığı için siyasi yargının vermiş olduğu karar tabii ki onu ortaya çıkaramayacak. Çünkü zaten kendileri yaptılar. Katliamın olduğu gün Bahçeli açıklamasında şunu söyledi: ‘Deniz Poyraz teröristtir.’ Herkesi terörist diye yaftaladılar ama arkasındaki gücü bütün Türkiye halkları da biliyor. Katliamın kimler tarafından yapıldığı ve yönlendirildiği de bellidir. Ama siyasi iktidar 90’lardan beri yapmış olduğu gibi Deniz Poyraz’ın da failini bir tetikçi olarak gösterip ona ceza verdiler” diye ifade etti.
 
‘Kürt halkı yüzyıllardır bu katliamları yaşıyor’
 
Yaratılmış olan iklimin sonlanması gerektiğini kaydeden Besriye, Kürt halkının yüzyıldır bu katliamları yaşadığını vurguladı. Besriye, son olarak şu ifadelere yer verdi: “İnsanlar yerlerinden edildi, köylerinden edildi, çocuklarından oldular, birçok katliam yaşandı. Artık Kürt halkının talebinin görülmesi, bu katliamlara, bu vahşi saldırılara son verilmesi gerekir. Bugün Deniz Poyraz’a yapılan, Kürt halkına yapılan bu hukuksuzluklar yarın dönüp Türkiye’de yaşayan diğer insanlara da dönecektir. Onun için biz hem iktidar tarafına hem de Türk halkına, Kürt halkının mücadelesine destek olmasını ve bu katliamlara ve bu zulümlere son verilmesi çağrısını yapıyoruz.”
 
‘Deniz’de yoldaşlık bilinci vardı’
 
O süreçte HDP il yöneticisi olan Fatma Funda Akbulut ise, Deniz’in annesi Fehime Poyraz’ın o süreçte parti çalışanı olduğunu söyleyerek, “Deniz’in bizde bıraktığı duygu, Fehime annenin bıraktığı duyguyla bir” dedi. Deniz’in sıcakkanlı, insanların derdini merak eden, güler yüzlü biri olduğunu paylaşan Funda, “Hiç insanlarla tartışma yaşadığını görmedim. Zaten onda yoldaşlık bilinci vardı. Fehime annenin bir rahatsızlığı olduğu dönemde Deniz daha fazla gidip gelmeye başladı parti binasına. Yapılan her toplantıya, kadın çalışmalarına kendini mutlaka katardı. Biz de çok mutlu olurduk Deniz yoldaşımızla birlikte o etkinlikler içinde yer almaktan” diye belirtti. 
 
Deniz, katledilen kadınların isimlerinin yazılı olduğu binada katledildi
 
Deniz’in katledildiğini öğrendiği zaman hızlıca parti binasına gittiğini ifade eden Funda, katliamda canını en fazla acıtan şeyi paylaşarak şunları söyledi: “Parti binamızda o dönem kocaman bir pankart asılıydı. 2021 yılının ilk üç ayında katledilen kadınların isimlerinin yazıldığı bir pankart. Deniz o pankartın asıldığı binada katledildi. Bu da kadın cinayetlerinin politik olduğunun bir göstergesi aynı zamanda. Şöyle ki, katil içeriye giriyor, içeride Deniz’i rehin alıyor, işkence yapıyor ve devlet güçleri onun ölümüne göz yumuyor. Çünkü söylenen şuydu: ‘Bizim yeleğimiz yoktu, içeri giremezdik.’ Ama çeşitli internet sitelerinde ortaya çıkan görüntülerde görüyoruz ki tam il binasının karşısında bir giyim mağazası var. Onun kenarında beklemişler, o katilin işini bitirmesini beklemişler.”
 
‘Bu katliamın başka failleri de var’
 
Devletin bu katliamda, kadının katledilmesini gözleyen pozisyonda olduğuna dikkat çeken Funda, “Bu sebeple kadın cinayetleri politiktir” dedi. Katliamın ardından il binasına girdiklerinde mutfağa girdiğini söyleyen Funda, mutfakta Deniz’in kahvaltısını gördüğünü ve toplayamadığını paylaştı. Funda, “Son yemeğini bile yiyememiş. Deniz, organize kötülük tarafından öldürüldü. Bunu bir tek Onur Gencer yapmadı. Onur Gencer, ‘ben düşmandım, o nedenle gittim partiye vurdum’ saikleriyle anlattı kendini. Ama öyle bir şey değil. Bu katili maşa gibi elinde tutan azmettiricileri var. Bu katliamın başka failleri de var” sözlerine yer verdi. 
 
‘Bu katliamın arkasındaki güçler açığa çıkmalı’
 
Yargılamanın çok çabuk bir şekilde yapıldığının altını çizen Funda, hemen davanın açıldığını ve kendilerinden kaçırıldığını hatırlattı. Avukatların bile olmadığı mahkeme salonunda karar verildiğini söyleyen Funda, “Yani düzmece bir tiyatro oyunu bu, başka bir şey değil. Mutlaka bunun hesabı yasal zeminde sorulacaktır. Biz her yıl Deniz’i anmaya devam edeceğiz. Deniz’i hiçbir zaman unutmayacağız ama mutlaka bu katliamın arkasındaki güçlerin açığa çıkması gerekiyor ki bu siyasi cinayetler son bulabilsin” dedi.
 
‘Deniz’in mutlaka hesabını soracağız’
 
Deniz’in katledilişinin üçüncü yıldönümünde JINNEWS muhabiri Melike Aydın ile birlikte bir belgesel yapmayı planladıklarını fakat ev hapsinde olduklarından dolayı bunu gerçekleştiremediklerini paylaşan Funda, ev hapsinden çıktıktan sonra bu belgeseli yapacaklarını söyledi. Funda, “Belgeselde bizim için önemli olan bu katliamın arkasındaki gerçeğin ortaya çıkartılması. Umuyoruz bunu da ev hapsinden kurtulduktan sonra gerçekleştireceğiz. Ben Deniz’i çok özlüyorum. Unutulacak bir şey değil. Onun dostluğunu, sıcaklığını özlüyorum. Fehime anne çok güçlü bir kadın, zaten onun duruşu da bize güç verdi. Deniz’in mutlaka hesabını soracağız. Çünkü buna izin verdiğimiz anda gelecek cinayetlere de izin vereceğiz anlamına geliyor bu. Deniz için, katledilen tüm yoldaşlarımız için mücadele edeceğiz” diye konuştu.