İktidarın ‘normal’ine karşı belediyeler önünde Kürt direnişi

  • 09:03 16 Haziran 2024
  • Güncel
 
Pelşin Çetinkaya
 
AMED - Yurttaşların iradesiyle seçtiği belediyelere yeniden kayyım atanmasına karşı başlatılan nöbet eylemleri sürerken, toplumun her kesiminin katıldığı eylemlerde “Belediyeler bizimdir, gaspa izin vermeyeceğiz” mesajı yükseliyor.
 
AKP’nin kayyım politikasının devamı olarak İçişleri Bakanlığı’nın talimatı ile Colemêrg (Hakkari) Belediyesi’ne seçimlerin üzerinden henüz 2 ay geçmişken 3 Haziran’da kayyım atandı. Aynı gün Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış ise Wan’da gözaltına alındı. Mehmet’in gözaltına alınması ve belediyenin ablukaya alınmasının duyulması sonrası 3’üncü kez kayyımların atanmasına karşı halk yeniden sokaklara çıkmaya başladı. Diğer yandan 3 gün gözaltında tutulan Mehmet, 6 Haziran’da çıkarıldığı Hakkâri 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada 19 yıl 6 ay hapis cezası verilerek tutuklandı. Hem ceza kararı hem de kayyım ataması büyük tepkiyle karşılanırken, bu karardan sonra neredeyse tüm kentlerde eylem ve protestolar başladı.
 
Bu eylem ve protestolardan biri de 4 Haziran’da belediye önünde başlayan nöbet eylemleri oldu. Kayyımı kabul etmeyen yurttaşlar, her akşam 17.00-00.00 saatleri arasında nöbet tutuyor.
 
Hakları gasp edilen yurttaşlar direniş ruhuyla nöbette
 
4 Haziran günü itibariyle saatler 17.00’yi gösterdiğinde Kurdistan’daki belediyeler önünde nöbet eylemi için hareketlilik başlıyor. Kararlı mesajlarla başlayan eylemlerin yapıldığı belediyeler önündeki tablo bir “savaş” halini de akıllara getirir gibi. Belediye önündeki nöbete katılanlar sadece belediye çalışanları, kurumlar, eşbaşkanlar, milletvekilleri, anneler değil. Nöbet eylemine gelenler, sandıklara giderek kendi iradelerini gösteren, yurttaşların ta kendisi. Bir de bu kitlenin dışında bir kesim daha var belediyeler önünde: Polis.
 
Kürt kimliği ve direniş
 
Amed’in merkez ilçelerinde ilk günden bu yana nöbet eylemlerini yetişebildiğimiz oranda takip ederken, nöbetin ilk gününde Rezan (Bağlar) Belediyesi önünden başlıyoruz. Basın olarak hem heyecan hem de merak içerisinde alanda yurttaşlar gibi yerimizi alıyoruz. İlk esnada beklemediğimiz bir kalabalık ile karşılaştık. İşte o an yurttaşların gaspı kabul etmediklerini ve iktidarın uyguladığı hukuksuzluk karşısında asla susmayacaklarını bir kez daha net şekilde görmüş olduk. Ki nöbetin her geçen gün daha da kitleselleşmesi de bunu kanıtlar nitelikte. Yurttaşlar iktidara karşı, iradelerine yapılan bu saldırıya karşı ayaktaydı. Elbette belediyeler önünde başlayan bu kararlı direniş, yalnızca kayyım atamalarının sonucu değil. Yıllardır akla gelebilen ya da gelemeyen her türlü hukuksuzluğu yaşayan bu halk, yine de kazanımlarına sahip çıkacağını, öfkesini bu nöbet eyleminde gösteriyor. Yıllardır belediyelerin kapıları kendisine kapatılan Kürt halkı öncülüğünde, direniş kimliği bir kez daha öne çıkıyor.
 
Hakkı için ses çıkaranı cezalandıran bir yönetim
 
Tabi belediye önünde hak mücadelesi karşısında durak bir kitle de vardı: Polis ordusu. Herkesten önce gelmiş, belediye önünde, sağında, solunda ve hatta belediyeye uzak bir mesafede bile konumlanmış bir şekilde “göreve hazır”. Görevi “yurttaşların güvenliğini sağlamak” olarak bilinen polisin buradaki “görevi” ise gaspa karşı hakkını savunmak için eylem yapan yurttaşları engellemek. Bir ülke düşünün, “Sizin güvenliğiniz için buradayız” diyenlere karşı kendini korumak zorunda olan insanların yaşadığı. Bir ülke düşünün, kendi yasalarına, hukukuna bile uymayanlar tarafından yönetilen. Kendinden olmayanı kabul etmeyen, hakkı için ses çıkaranı cezalandırmayı meşru gören bir yönetim düşünün… İşte belediyeler önündeki nöbet, bu anlayışa karşı sürüyor.
 
Her slogan iktidara bir cevap…
 
Yine ülkedeki adaletsizliğin sohbet konusu olduğu konuşmaları dinliyoruz. Bu sırada hava tam kararmaya başladığında yurttaşların evine gideceğini düşünürken, aksine her geçen saat belediye önünün daha kalabalıklaştığını görüyoruz. Nöbetlerde herkesin gündeminde “irade gaspı” olunca, haliyle eylemler de bu minvaldeki konuşmalarla başlıyor. Ancak engellemelere rağmen sürdürülen konuşmaların yanında sloganlar, zılgıtlar da nöbete eşlik ediyor. “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Bijî îradeya gelê Kurd”, “Colemêrg halkı yalnız değildir” sloganları, zılgıtları ve şarkılarıyla sürüyor eylem. Ağızdan çıkan her slogan iktidara bir cevap niteliğinde.
 
Yurttaşların yüz ifadesi aslında her şeyi anlatıyor
 
Nöbet eylemi aynı zamanda renkli görüntülere de sahne oluyor. Belediye önündeki eylemde yurttaşlar düzenli ve sıralı bir şekilde otururken, bir sandalye ise boşta kalıyor. Bu sandalye aslında bir kürsü. Nöbet eylemindeki yurttaşların tek tek çıkıp klamlar söylediği, şiirler okuduğu, zılgıtlar attığı bir kürsü. Ve hep bir ağızdan söylenen direniş şarkıları ile gece saatlerine kadar eylem devam ediyor. Bir yandan yaşlarına ve hastalıklarına rağmen nöbete gelen anneler, bir yandan çocuğunu da kendisiyle getirenler, bir yandan ise gündüz geçen yorucu mesainin ardından nöbete dâhil olan emekçiler. Bu nöbet hepsinin. Eylemde iki duygu halini görmek mümkün. Biri, bir kez daha kayyım atanmasına karşı duyulan öfke hali olurken, diğeri ise “Biz buradayız, ne olursa olsun direneceğiz” kararlılığı. Aslında bu sadece bir iki cümleyle ifade edilemeyecek bir durum neredeyse. Yazılan ve daha yazılmayan, yazılmayı bekleyen Kürt halkının mücadelesine bakınca belki de bu cümleler az kalıyor.
 
‘Gaspa izin vermeyeceğiz’
 
Nöbet eylemi saatleri 19.00 ile 00.00 saatleri arasına alınarak bu şekilde devam ederken, Amed’de kayyıma ve irade gaspına karşı tepkinin en yüksek sesle gösterildiği eylemlerden biri de 9 Haziran günü Ofis AZC Plaza önünden Amed Büyükşehir Belediyesi’ne kadar gerçekleştirilen yürüyüş oldu.  Hedefi gasp edileni geri almak olan yurttaşlar, “Kayyıma defol” yazılı mor tişörtleri giyerek zılgıtlarla, şarkılar, slogan ve alkışlarla plaza önünde bir araya geldi. Buradaki kitlenin, polisin “olağanüstü” ablukasına karşı kararlılığı, duruşu iktidara net bir mesaj verdi. Ablukaya alınan kitle zılgıt, alkış ve “Lê Amedê” şarkısıyla polisin engelini protesto etti. Ardından tüm engellemelere rağmen binlerce kişi, sloganlarla belediyeye kadar yürüdü. Halk, Kürt siyaseti belediye önünden net mesajını verdi: “Belediyeler bizimdir, gaspa izin vermeyeceğiz.”
 
Nöbet eylemleri devam ediyor
 
Kurdistan’daki belediyelere kayyım atamaları 3’üncü kez devam ederken halkın tepkisini gösterdiği nöbet eylemleri, kayyım rejimine karşı öfkenin de yansıması. Bu öfke ile büyüyen eylemler, hala tüm belediyeler önünde 19.00-00.00 saatleri arasında sürüyor.